15 Temmuz 2017 Cumartesi

Paxoi-Preveze



Bugün seyahatin en uzun açık deniz geçişlerinden birisi var. Yaklaşık 35 NM. Tek seferde Levkas kanalını geçersek, belki daha da uzun. Henüz karar vermedik.
Eğer rüzgar eserse, belki aşağıya ineriz. Yoksa alternatif Preveze'de durmak.
Sabah 10'dan önce Gaios'ta bağlı olduğumuz yerden çıkmamız lazım. Mustafa Çam'dan bizim tekne ile güney geçidinden geçilebildiğini duymuştum ama yine geldiğimiz gibi çıkmayı tercih ettim. Limanın dışında 5 gurcatalı, dümdüz güverteli bir lüks yelkenli var. Çok etkileyici birşey. Hayranlıkla izledik... Aşağıya doğru devam ediyoruz.
Merak ettiğimiz için önce Mongonisi'ye girdik. İçerde bir taverna, önünde bir kumsal demirde birkaç tekne var. Aslında geceyi geçirmek için hoş bir yer, ama biz denize girmek için uygun bir yer arıyoruz. Devam ettik. Hemen altında, Kaltsonisi adasının kuytusuna girdik. Küçücük bir kanaldan içeri doğru ilerledik. Eski bir değirmen önünde demirlemiş tek bir yelkenli var. 3 metre suya demirlemiş. O olmasaydı burası kesinlikle favori mekanımızı olurdu ama iki tekne bağlanmadan burada alargada duramaz. Geri çıktık.
Antipaxi'ye doğru devam.
Aslında bu küçük adanın batı kıyılarında çok ilginç yerler olduğunu duyduk ancak hakim rüzgara açık, dalgalı koylar. Doğu kıyısından devam ettik. Gremos daha çok bir beach havasında. Hemen güneyinde adı olmayan bir koya girip demirledik. Koyda bizden başka bir motoryat ve Halberg Rassy var. Bir süre sonra onlar çıktı. Tek başımıza kaldık.
Kahvaltı sonrası kumsala çıktık.
Bu arada başka tekneler de geldiler. Çoğu charter teknesi. Yanaşmalarından ve demir atmalarından hemen anlaşılıyor.
Trelli Garida-Çılgın Karides
Bir tane de motoryat geldi. Fransız bayraklı. Flybridge'te herkese emirler yağdıran bir figür var. Tavır ve hareketlerinden bir aile olduğunu düşündüm. İlgimi çekti. Bu adam sanıyorum bu kadar agresif hareketlerle tekneyi Fransa'dan buraya getirmiş olamaz! Böyle bir kaptanla okyanus geçmek mi? Bırrrr!!! Sanırım gemiye filan koymuş getirmişlerdir kayığı ya da belki buradan kiraladılar.
İki tane demir atıp bir dolu da koltuk ile kıçtankara kayalara bağladılar. Bu arada neden olduğu bilinmez koya giren solugan miktarı arttı. Biz de sallanıyoruz, ardiyedeki meksika şapkalarını çıkarttım. Sanki işe yaradı gibi.
Diğer tekneler birer ikişer demir alıp koydan çıktı.
Biz de öğle yemeğini takiben, demir aldık. Rota Preveze.
Genelde yelken bazen motor+yelken rota 120. Olta suda...
Hava hala daha oldukça sıcak . Pazar günü soğuyacak deniyor. Sanırım bir cephe gelecek. Şimdilik gördüğümüz birşey yok. Devamlı internetimiz yok. Ancak akşamları WiFi bulup bağlanıyoruz.
Anakaraya yaklaştıkça, Preveze kanalına girmeden denize girme ihtiyacı iyice arttı. Ancak ümitler de azalıyor. Sahiller oldukça sığ ve dalgalı. Kanala girip, marinaların tam önünde, alargada duran teknelerin arasında şehirden önce son bir yüzme molası verme fikri kabul gördü. Ancak su düşündüğümüz kadar temiz değil. En çok Çağla beğendi... "Limonata gibi su" deyip duruyor. )))
Preveze
Kısa bir ''hoşgeldiniz kokteyl'' sonrası demir alıp hemen karşıdaki Belediye rıhtımına yanaşmak için manevra ettik. Uzaktan gözüken boşluk, meğer yanaşma yasağı olan bir yermiş. En dışta bir motoryatın yanına yanaşmak için demir atıp tornistan verdik. Motoryatların yanı, bütün gece çalışan jeneratör, yüksek bordalar sebebiyle manzarayı kapatma ve sahiplerinin garip ruh halleri sebebiyle genelde yelkenciler tarafından pek sevilmiyor.
Neyse biz yerimize usulünce girdik. Sahilde son dakikada birisi belirip halatımızı aldı. İskelede pedestal var ama bize uzak. Ama zaten yeni paneller ile elektriğe ihtiyacımız yok. Ama su alabilseydik iyi olurdu.
Preveze'yi biraz Erdek'e benzettik. Yerli turist ağırlıkta. Daha çok yaşlı bir nüfusu var. Buraya gelme sebeplerimizden birisi de sevgili arkadaşımız Tunç ve Julie'nin yaptıkları sunumda bir tavernadan övgüyle bahsetmiş olmaları. The Yemek gecelerimizden birisi burada. Tavernanın adı Treli Garida. Treli "deli" demek, Garida da "karides"... Bence çok anlamlı olmuş, gerçekten de karidesleri "deli" bişeydi... )))
Biraz sokaklarında dolaştık. Market arayışımız boşa çıktı. Çocuklara dondurma. Teknenin tam önündeki kafede WiFi molası. Kokpitten çekiyor olması büyük avantaj.
Bu arada yandaki motoryat sahibi ile beklenen gerilim yaşandı.
Teknenin pruvasında bağlı botun kendi bordasını çizdiği için elinde kakıçla güverteye vuran adamı, Çağla'yı uyutmakla uğraşan Nalan'ın elinden zor aldım!
Genelde marina veya limanlarda yanaştığımızda motoru mutlaka indiriyoruz. Ama motoryat olduğu için bot motoryatın eğimli bordasına çarpmış. Baştan buna önlem alıp, botun kıçındaki ince ile bize paralel duracak şekilde bağlasaydık bu tartışma hiç olmayacaktı. Biraz da benim ihmalim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder