21 Ekim 2010 Perşembe

Boğaz Seferi

Lotus artık Boğaz'da, Bebek'te şimdilik alargada demirde. Kuruçeşme'de kıçtankara bir yer kolluyoruz. Kış sezonu için ayrılacak bir tanıdığımız yerini boşaltınca, 1 Kasım'da oraya geçeceğiz.
Sağolsun Bebek Taksi Grubu hizmet veriyor, Murat'ın adamları her zamanki gibi zıpkınlar... İlk bağlandığımız gece tek tonozdan halat aldık. Tüm gece üstünde dönmüş, kontrole gittiğimde, tüm halatların karman-çorman olduğunu görmüştüm. Meğer tonoz şamandırası altında fırdöndü yokmuş, önlü-arkalı bağlamak lazımmış. Ruşen Kaptan bizi yan tarafa aldı, salimen bağladı.
Teknede malum eksikler hiç bitmiyor. Tüm seyahat boyunca su yapıyordu Lotus. Sanırım bu sefer bulduk. Meğer ön ardiye içindeki pis su tankının giriş dirseğinden kaçırıyormuş. Devre dışı bıraktık. Kontrol amaçlı 2 gün sonra gittiğimde içerisinin kupkuru olduğunu gördüm. Şimdilik problemi çözdük. Pis su tankı ya değişecek, zaten orada koskoca bir krom lehunda olmasından hiç hazetmiyordum. Plastik (tercihen polietilen) bir tankla değiştireceğiz. Benzerini eski Lotus'da yapmıştık, linki Lotus Tamir Günlüğü-Kasım 2009'dan bulunabilir

Daha bir dolu ıvır-zıvır var. Perşembe Pazarı'nda, elimde liste yapılacaklar ve alınacakları tamamlamaya çalışıyorum. Nem alıcı, kakıç ucu, LED navigasyon ampulleri, bağlanmak için kalın galvaniz kilitler ve radansalar, temizlik malzemeleri, 2x4'lük kablo, kokpit dolapları için Masterlock kilit, sürtünme ve aşınmaya engel olması için yangın hortumu, vıdı-vıdı... Bir dolu malı motorsiklete yükledim tekneye geldim.

Akşam kalabalık bir davetimiz var, kutlama gibi olacak... Mümkün mertebe herkese haber verdim. Önce Eyüp Ağabey ile Erol Ağabey geldi. Biz hemen tekne içini dağıtıp, Webasto'nun elektriğini çektik. Başka bir devreden almaktansa, direkt panele çekmeyi tercih ettik. Erol ağabey sağolsun hazır girmişken iki büklüm, kıç ambarda borusunun izolasyonunu yaptı, termostatının yerini ayarladık. Salonda sabitledik.
Webasto ile ilgili dikkat edilmesi gereken şey, kesinlikle elektriğinden kapatmamak. Ayar düğmesinden off konumuna getirdikten sonra, iyice soğumasını bekleyip ondan sonra elektriği kapatmak gerekiyor.
Bu arada telefon geldi, Turhan Ağabey (Akman) Kandilli vapur iskelesindeymiş, "gelip alır mısınız?" diye sordu. Onu orada bırakacak halimiz yok ya, atlayıp gittik. Lotus'u şamandıralardan çözdük, sonra da tekrar eski yerimize yanaştık.
Teknede hala bir dolu iş var, Turhan Ağabey de girişti, ufak tefek işleri tamamlayıp, teknenin içini ve aletleri toparlayınca da millet gelmeye başladı.
Bebek'ten alacaklarımızdan sonra yine karşıya geçip, Ömer, Hakan (Zorlu) ve Taner'i yine Kandilli'den ama bu sefer daha alengirli bir manevrayla aldık.
Herkes tamam gibi diye düşünürken, telefon çaldı Hakan (Irıklı) "yetişiyorum" dedi... Onu da Beykoz'a yanaşıp alacağız... Tam Dilenci Sefası gibi oldu Lotus, her iskeleye yanaşıp birilerini alıyoruz )))
Neyse, rota Erol Ağabey'in haklı baskısıyla Kavak. Poyraz'a dönen hava sebebiyle güneye kaçan balıkçıların arasından sıyrılarak kuzeye yükseldik. Kavak'ta, iskelede üst-üste bordalamış bir dolu balıkçı kayığının en üstüne yanaştık. Sağolsunlar halatımızı aldılar.

Sahilde anlaştığımız bir lokantanın en üst katını resmen kapattık. Sohbet süperdi, servis de fena değildi ancak bu mevsimde bize bu kadar kötü balık vermeleri, Kavak'ın ününe hiç yakışmadı...



Bu sırada Ömer ile beraber aynı anda, Lotus'un kıçının açtığını farkettik. Atlayıp gittiğimizde, balıkçının bağladığı tarafın çözülmüş olduğunu gördük. "Kim olursa olsun, ne kadar güvenirsen güven, karaya çıkmadan atılan bütün bağları kontrol et de tekneden öyle çık" sözü kendini haklı çıkardı...
Lokantadan vakitlice ayrıldık. Akıntının da yardımıyla hızlı bir seyirle Bebek'e döndük. Yanaşmamız yine bir olay. Kakıçımız suya düştü. Allahtan Serdar var... Yaklaşık 100 metreden, gecenin o karanlığında kakıçın su üstünde duran minicik ucunu gördü de tekrar bulduk, evlayilekliğimizi...
Yardıma gelen Emrah Taxi ile yanaştık. Karşıya geçenlere bir de Kandilli seferi yaptı sağolsun. Harika bir Boğaz gecesi, yine ufak-tefek aksilikler ama kazasız-belasız mutlu bir şekilde bitti... Darısı nicelerine