29 Aralık 2011 Perşembe

2011 Tamirat ve Teknik Detaylar-Devam

Yaz döneminde ve sonrasında Lotus'taki olağan tamirler, bakımlar ve onarımları ttp://www.lotusseyirdefteri.com/2011_teknik.html'da anlattık. Bu dönemde tekne genelde aşağıda olduğu için başa gelen sorunların çözümü de daha meşakkatli ve zor oluyor haliyle. Ama ekibin tamamı artık tekneye aşina, majör sorunlarımızın çoğunu çözdük ancak motor konusunda yeni bir tane alımına doğru gideceğiz gibi duruyor. Volvo'dan gelen mantıklı fiyat teklifi ile D2-55 için bir sipariş verdik bile...

7 Aralık 2011 Çarşamba

Tekrar Boğaz'dayız...

Güzel ve dolu dolu geçen bir yazın arkasından, bir takım aksiliklerin de üst üste gelmesiyle uzun süredir kayığı yukarı çıkartamamıştık. Havaların da hep sert ve kuzeyli esmesinin getirdiği üşengeçlikle Lotus yaklaşık 2 aya yakın Orhaniye'de Begonville Restaurant iskelesinde kaldı.
O bölgedeki dostlar Erol Akyiğit, Ateş Erim ve hatta Tuncer Ağabey (Eliçin)'in gözetiminde rahat bir dönem geçirmiş. Doğrusu almaya gittiğimizde neredeyse gelmemek için diretti, "nasılsa 3-5 ay sonra beni yine buralara geri getireceksiniz, ne işimiz var şimdi Boğaz'ın soğuk sularında-sert rüzgarında" diye serzenişte bile bulundu...
Yine parça parça yaptığımız kuzey yolculuğunun detayları çok yakında Lotus Seyir Defteri'nde...
Bu yorucu ve zaman zaman çok sert yolculuğun akabinde, seferden dönen bir Alman zırhlısının Brest'te kuru havuza alınması gibi bizi uzun bir "yapılacaklar" listesi bekliyor. Önümüzdeki günler Kuruçeşme sahili yine hummalı çalışmalara sahne olacak. )))

Levo'nun objektifinden, Evrensel ile beraber Boğaz'a girerken...

11 Kasım 2011 Cuma

Kayığın güneyde olmasının yarattığı boşluktan istifade, Lotus'un eski seyir defterlerini dijital ortama indiriyoruz. Arşivlerden çok ilginç notlar ve fotoğraflar geliyor... ))) Bakınız http://www.lotusseyirdefteri.com/ içinde 2004 ve 2005 seyirleri. Sırada 2006 ve 2007 var...

31 Ekim 2011 Pazartesi

Yelkende Balıkavı Teknikleri

Lotus Seyir Defteri'nde yelkenle balık avı tekniklerine değindik. Bu konuda azılmış oldukça detaylı incelemeler (i.e: Korhan Sökmen), kitaplar (i.e: Ali Pasiner) veya internet ortamında paylaşımların (i.e: Raşit Gerçeker veya Oktay Şaktimur) yanında bizim yaptığımız belki de çok yüzeysel ancak, yaşadığımız iyi-kötü tecrübeleri aktarmak dürtüsüne engel olamadık.

Linki aşağıdadır: http://www.lotusseyirdefteri.com/balik_avi.html

24 Ekim 2011 Pazartesi

Lotus Seyir Defteri'nde yenilikler...

Sezonun kapanmasıyla birlikte, -gerçi hala Lotus'u Istanbul'a getiremedik ama-köşemize çekildik...
Artık Yunan Adaları'nda tavernalar ve Ege'nin mavi sularında yelken yaptığımız günler geride kaldı. Bir süre bu güzellikleri bilgisayar ekranında yaşayıp/yaşatacağız sanırım )))
Bu arada eskiden beri planlarını yaptığımız bölümlerde Lotus Seyir Defteri'ni güncelliyoruz.
En son yenilenmelerle beraber Demir Yerleri ve Türkiye Kıyıları için rotalar hazırlandı, bitti.
Linkleri http://www.lotusseyirdefteri.com/demir_yerleri.html ve http://www.lotusseyirdefteri.com/rotalar.html

21 Ekim 2011 Cuma

Lotus Tamir Günlüğü

2004-20011 arası'nda Lotus'ta yaptığımız tamirat-bakım ve onarımların notlarını internet ortamına taşıdık.
"Teknik" bölümünün altında bulabilirsiniz. Bu tür dertlerin hiçbir tekne sahibinin karşılaşmaması dileğiyle )))

10 Eylül 2011 Cumartesi

Kaş-Kekova Seferi

Uzun zamandır hayalini kurduğumuz kendi teknemizle, Kaş ve Kekova'ya yapacağımız yelken seyahatini sonunda gerçekleştirdik. Detaylar için http://www.lotusseyirdefteri.com/2011_agustos.html

5 Eylül 2011 Pazartesi

Yunan Adaları 2011

Her sene klasik hale getirdiğimiz Yunan Adaları seyahatimiz www.lotusseyirdefteri.com/2011_temmuz.html'de...

6 Ağustos 2011 Cumartesi

Bodrum-Dirsek Bükü Seyri

Sevgili Ali Özer'in ağzından Lotus'ta 3 günün hikayesi...
Okumak için http://www.lotusseyirdefteri.com/2011_temmuz.html

29 Haziran 2011 Çarşamba

Istanbul-Ayvalık Eğitim Seferi

İhsan Z. Aksu ve Nurkan Törer'in ağzından Lotus'ta seyahatin hoş anlatımı için http://www.lotusseyirdefteri.com/2011_haziran.html tıklayınız...

30 Mayıs 2011 Pazartesi

Yeni web sayfamız!

Uzun uğraşlar ve gidip-gelmeler sonucunda karar verdik ve web sayfamız artık yayında! lotusseyirdefteri.com'dan ulaşabilirsiniz...
Şimdilik blog ile ne ölçüde devam edip etmeyeceğimizi bilmiyorum.
Ama lotusseyirdefteri.com'da buraya ekleyemediğimiz birçok yeni bölümler ve sayfalar bulacağınıza emin olabilirsiniz. Sayfalar arasında küçük süprizler de mevcut!!! Bakalım beğenecek misiniz?

4 Mayıs 2011 Çarşamba

Motorun Kalan Eksikleri

Bizim yaptığımız gibi ileri bir motor tamirinden sonra orasında burasında bir dolu problem çıkması gayet normal şeyler... Bir süre onlarla uğraştık.

1-Lotus'un şaft çıkışı Volvo Deep Seal ile sızdırmazlığı sağlıyor. Eski usul salmastra yok. Bu kauçuktan bir sistem, 35'lik şaft ortası delik bir konik yapıdan geçerek teknenin içine giriyor. Motoru çalıştırdık içeri bir baktım, damlatıyor mendebur. Bu tür malzemelerin miyadı dolduğunda hiçbir tamir işe yaramıyor maalesef, ancak bizimkinin sadece 2 yıl önce değiştiğini biliyorum, neden bozuldu bu diye uzun uzun düşündük. Muhtemel sebep kaplini ayırınca ağırlığı ile ileri kalkan şaft, kauçuğa bir kenarından çok yaslandı. Yine Volvo'nun ürettiği küçük tüp greslerle içini yağladık, bir süre çalışınca kesti. Ya içinde oluşan bir kekamoz falan düştü, ya da gres işe yaradı. Nereden baksan 200 Euro'luk malzemeyi değiştirmekten kurtulduk...


2-Separı söktük ama altından damlatıyor. Musluğu bozuk muhtemel. Çok önemli bişey değil şimdilik, altına bir yoğurt kabı, aynen
devam )))

3-Mazot tankının kapağını söktüm, içi gayet temiz çıktı. Aynen kapattım.

4-Motor giriş vanasını değiştirdik. Her an elimizde kalabilirdi... Suda vana sökmekten hazetmem ama yapacak bişey yok.

5-Her iş bittikten sonra sintineyi bir güzel temizledim. Pırıl pırıl oldu.

25 Nisan 2011 Pazartesi

Blogun Kaderi ve Alternatifler...

Uzun bir süredir yoktuk.
Doğrusu daha önceleri, blogun hayatımda bu kadar önemli bir yer tuttuğunu farketmemiştim. Başka yöntemlerle girip yazmak mümkündü gerçi ama kişiliğimdeki pasif-agresif yön ağır bastı sanırım ve resmen küstüm... )))

Ancak bu tip aksilikler ve engeller insan hayatında büyük değişikliklerin de yolunu açabiliyor bazen. Günlük koşturmaca içinde devam eden yoğunluk ve rutinin içinde hepimiz fazla düşünmeden ve kafa yormadan yolun gittiği yere doğru koşturuyoruz. Ama kafamızı kaldırıp, "nereye doğru gidiyoruz biz" sorusunu da pek sormuyoruz veya bazen cesaret edemiyoruz. Böyle bir aşamaya gelmek için belki "yolun" kapatılması ya da kazılması gerekebiliyor. )))

Dolayısıyla önce kızgınlıkla başlayan süreç-belki de büyük bir şans eseri, gerektiğinden uzun sürünce- "ne yapabilirim" sorusunu gündeme getirdi. Bulduğum cevaplar, belki bu blogun kaderini de etkileyecek. Bakalım her yenilik bir ilerleme midir, onu hep beraber izleyip göreceğiz )))

9 Ocak 2011 Pazar

Bakırköy-Kuruçeşme

Sabah erkenden kalktık. Kadir, Alper'in teknede yatmış zaten. Sahilden aldığımız 220V ile güzelce ısındık. Hiç sorunumuz olmadı...
Bakırköy Balıkçı Barınağı, yıllarca bu işe gönül vermiş kurt denizcilerin, hikayelerinin ve gönüllerinden kopan sıcaklığı ile, sabahın bu erken saatinde bile iyiyce ısınmış... Biz girdiğimizde hepsi selam verdi, "hoşgeldiniz" dediler. Bir yere denizden varmakla, karadan gelmek arasında sanırım bu fark var! Gerçek deniz adamlarının gözünde, hemen farklı bir açıdan değerlendirilmeyi sağlayan şey gelinen yolun uzunluğu ya da tehlikelrle dolu olması falan değil. Sadece deniz! Tüm bu algılamayı sağlayan şey, tek başına O!
Hava güzel, güya zemherilerdeyiz ama sıcacık güneş içimizi ısıtıyor. Alper erken kalkmış dostlarıyla balıkta.
Biz de güzel bir kahvaltı ve içmizi ısıtan çay ocağı sohbetini kısa tutup tekneye geçtik. Biraz tamirat ve öteberi ile uğraştıktan sonra, mazot almak ve vakitlice yolumuza koyulmak için erkenden avara olduk.
Ataköy'den mazot ikmalinin hemen akabinde, hafif esen Lodos'un katkısından yararlanmak için Boğaz'a doğru balon bastık.
Güverte temizliği tüm kışın kirini atmak için yeterli değil.
Alçalan güneşin, Ayasofya ve Sultanahmet üstünde oynadığı ışık oyunlarını seyrederek Boğaz'da kuzeye doğru yükseldik. Akşam olmadan demir yerimizdeyiz. Giriş düşünülenden kolay oldu.

8 Ocak 2011 Cumartesi

Dragos-Bakırköy

Sağolsun Nazım Usta, bizim gaz kolu göbeğini iki günde bitirdi. Sık sık soruyorlar bana neden yenisini almıyorsun diye? Bu sistem içinde çalışan bir dişli grubunun buunduğu aluminyum bir kapalı sistem. Usta-daha önce diğer Lotus'ta da yapmıştı-aluminyum gövdeyi kesip ayırıyor, içini tamir edip bu sefer vidayla kapatıyor. Tekrar bozulsa bile açması çok kolay...
Aleti temin edince, haftasonu işlerini yola koyduk ve ver elini Lotus.
Ömer ve Kadir (Kurtbayram) misafirlerimiz. Erol Ağabey ciddi rahatsız, hava da soğuk. Bir doktor olarak evde istirahat etmesini ve kesinlikle çıkmamasını önerdim, "aklı bizde kalacakmış" ama ne yapalım bu sefer böyle.
Eyüp Ağabey'ler de uğradılar ama onlarda hem vakit hem de araba sıkıntısı var, belki akşama buluşacağız.


Aleti monte ettik, çalışıyor ama ters bağlamışız! Neyse şimdi uğraşamayacağım deyip günü kaçırmamak adına avara olduk.
Kuruçeşme'nin çıkışı hep bir alengirli tabi ama ekip iyi olunca sorun olmadı. Boğaz'da sert lodos var. Acaba çıkışta nasıl diye sorduk, Dragos grubu palpa liman olduğunu söylediler.
Henüz nereye gideceğimize karar vermiş değiliz.
Dragos'ta sağolsun, Serhat sabahtan ciğer yapmış. "Biz hala buralardayız,
bekleriz sizi" deyince rotayı Doğu'ya kırdık. Motor rodajda, 2000 devri geçmiyoruz. Onun için varmamız 9'u buldu.
O soğukta ciğerler pişmeye hazır bizi beklemişler. Heykeli dikilecek adam şu Serhat! Bir söz verdi mi bil ki olur...
Gece 23.00'e kadar tatlı sohbeti bir türlü kesemedik. Hoş bize kalsa sabaha kadar dururduk zaten ama, çocukların işleri-güçleri var. Biz de o zaman palamar çözüp Bakırköy tarafına geçelim dedik.
Ömer yattı uyudu. Kadir dümende, ben de dolanıyorum kedi gibi.
Aylar sonra ilk defa çıkartmışız kızı yerinden, tekneyi derleyip topluyorum. Her yer dağılmış vaziyette tabi, ama kısa sürede pırıl pırıl olacak eminim.
Sis basması ihtimaline karşılık dümdüz bir rotada Bakırköy'ü tutmadık, sahile yakın geçtik. Ahırkapı açıklarında demirdeki teknelerin aralarından sıyrılarak bizi karşılamaya çıkmış Müfit (Çıkrıkçıoğlu) ve Alper ile buluştuk. Saat gecenin 1'i!
Bu adamlar ne zaman uyur? Ne zaman kalkar?
Rahat bir manevrayla bizi pontonun ucuna iliştirdiler. Ömer'in de uyanıp bize katılmasıyla gecenin ilerleyen saatlerine kadar sohbetin dibini bulduk.

6 Ocak 2011 Perşembe

Motor Tamiri VIII-Marş!

Elektrik de bittikten sonra artık motorda sadece ufak-tefek bişeyler kaldı. Egzost hortumunu, paslanmazdan yeni manifoldu yerine taktık, yağ devrelerini bağladık. Yağını suyunu ekledik. Mazotun havasını aldık.
Rıza Usta motorun başında, Erol Ağabey kokpitte kumandada..
"Bas bakalım" Bastık Harrrr!!!
İlk seferde çalıştı güzelim makine )))
Keyfim gıcır. Biraz ayarlarıyla oynadık.
Herşey yolunda gibi, su-yağ falan kaçırmıyor. Herşey temiz.
Gaz koluna geçtim, ileri vereceğim, çat etti bu sefer de gaz kolu göbeği sıyırdı. Gaz veriyorsun ama şanzımana geçmiyor lanet!
Hediyesi-ertesi gün öğrendik 350TL- söktüm aleti yerinden, Nazım Usta'ya atölyeye gidecek mecbur. Bu kadar para veremem, o kesin!
Ama hala gayr-ı menkulüz... Şimdilik!!

4 Ocak 2011 Salı

Motor Tamiri-VII: Elektrik

Motorun son dakikada çıkan eksiklerini beklerken, bir yandan da elektrik işine giriştik. Sağolsun Erol Ağabey ciddi bir tesisat planladı.
Motor elektriğine ait tüm kablolar değişti, pabuçlar sıkıldı, makaronlar-yan keskiler etrafta uçuşuyor ))

Motor kumanda panelini de değiştiriyoruz. Motordan o tarafa geçen kabloyu 16X2,5 olanı ile yeniledik. İki ucunda klemensler, röleler adapte edildi. Paneldeki stop butonu, ısıtma bujilerinin devresi, anahtar, göstergeler ve alarmlar pleksiden kesildi ve sisteme uyarlandı.
Ömer sağolsun gecenin bir vakti elinde dremel takımıyla çıktı geldi, tüm panonun şeklini alması sadece 1 saat sürdü. Bayılıyorum bu adamın yeteneğine...


Gece yarısına doğru Erol Ağabey, "artık tamam, paydos esiyoruz" dedi. Eleketrik tamam! Marşa basacağız, bakalım koca kız bir arıza daha çıkarmadan çalışacak mı?