24 Temmuz 2010 Cumartesi

Vathi



Üstümüze zincir döşeyen onca tekne varken zaten çıkamıyorduk ama Vathi'yi herkes o kadar sevdi ki olmasaydı da çıkmayı düşünmezdik.
Zaten sert esecek, Kuzeye doğru tırmanma ve Lipsi-Arkhi/Marathi adalar topluluğuna-çok sevmemize rağmen-çıkmamaya karar vermiştik. Bugün de buradayız yani...
Sabah güzel bir kahvaltıyı müteakiben, solumuzdaki tekneler birer ikişer çıktı. Onları uğurladık, iyi yolculuklar diledik.
Mendireğin ucuna demirli, komşularımız Feeling yanımıza geldi demirledi. Sabah şnorkelleri ve sualtı kamerasını alıp yüzmeye gittik ama anlayamadığım bir şekilde su oldukça bulanık. Yine de biraz balık videosu falan çektim.
Biz Canon Digital G10 ve onun orjinal housingini(sualtı kılıfını)kullanıyoruz. Güya 30 metreye kadar dayanıyormuş. Geçtiğimiz seneye kadar kullandığımız G7 ve housinginden de çok memnunduk, ancak malum "değişmeyen tek şey değişim". Hoş her "değişim", mutlaka kesin "gelişim" olarak algılanmamalı bence ama...
Sualtında video veya fotoğraf çekmek bayağı zor bir iş. Etrafta dolaşanları mı yakalayayım, yoksa kamera ekranına mı bakayım derken ikisini birden kaçırmak gayet olası. Ben genelde ne gelip giderse gitsin ekranı fazla hareket ettirmeden çekim yapanlardanım! Ama yine de öğrenecek çok şey var tabii.
Öğle sıcakları bastırınca, teknede biraz ıvır-tıvır işlerle uğraştım. Elektriklerimiz iyi durumda, yeni akülerimizden çok memnunuz. Nasılsa bir yere gtmiyoruz diye ön tarafa yeni aldığım rüzgar manikasını kurdum tekne içnde iyi hava deveranı sağlıyor, onun yanına da ön güverteye hamağı gerdim. Birçok aliplisi oldu başta Sinan!
Bir ara balık tutma işine girdik, küçük bir deniz levreği misafirimiz oldu! ))
Sinan kırmızı kova içerisine yaptığı minik bir laboratuar ortamında, bu küçük balığı uzun süre ağırladı. Sanıyorum salıverildikten sonra geriye döndüğünde, arkadaşlarına anlatacak çok şeyi olmuştur!
Akşamüstü beton ponton üstünde, küçüklüğümüze geri döndük ve köyün çocuklarının düzenlediği "balıklama atlama" şampiyonasına katıldık. Bence ben birinci olmalıydım ama hakkımı yediler ))
Akşamüstü koya 3-4 tane daha tekne geldi ve aynı bir gün önceki gibi hepsi üstümüze dem,r attılar. Dur bakalım nasıl çıkacağız buradan?
Akşam yemeği köşedeki tavernada. Sinan yan komşularımızın oğlu ve yanında getirdiği birçok oyuncak araba ile yemekten çok daha fazla ilgilendi. Bir ara iki kafadar arasında tamemen teritoryal bir mesele çıkar gibi olsa da kazasız-belasız paylaştılar oyuncaklarını. Çocuk çocukla büyür ya...