9 Ekim 2009 Cuma

Alaçatı

-Alo.. Mehmet?
-Evet Kaan, buyur...
-Abi acayip trafik var. 2,5 saattir Bayrampaşa'dan köprüye gelemedim.
-Eh Cuma günü, normal. Var daha vaktimiz... Bekliyoruz biz.
-Yok yok böyle olmayacak. Siz çıkın bana doğru gelin isterseniz.
-Neredesin?
-Levent.
-Yahu Levent'ten Etiler ne yazar? Sap ara sokaklardan falan gel.
-Takıldım kaldım...

Hikayenin devamı şöyle:
Uçağın kalkmasına 2,5 saat kala Etiler'den çıktık...
1 saatte Levent'e geri gidemeyince, eve dönüp motorları almaya karar verdik...
Ancak bulunduğumuz ara sokaktan kurtulmamız mümkün değil. Ne ileri ne geri...
Son dakikada bulduğumuz park yerine arabayı koyduk, koşarak taksi...
Hiçbiri haliyle durmuyor, Kaan cüssesini de kullanarak bir tanesini resmen zorla ele geçirdi...
Elimizde sırtçantaları ıvır-zıvır koşturarak motorlara Etiler'e geri geldik...
Bu proje sebebiyle neredeyse 1 saatten fazla zamanda Etiler-Levent-Etiler yapmış olduk...
Acı ama gerçek! Uçağın kalkmasına artık sadece 1 saat var...
Ama süprizler bitmiyor...
Benim motorda benzin yok...
En yakın benzin istasyonu yine Levent'te...
... ve yolda kalmak hiç de istemiyoruz...

Sonuç:
Benim hayatımda gördüğüm en berbat Istanbul trafiğinde, neredeyse 40 dakikada, benzin de alaraktan Sabiha Gökçen Havalimanına yetiştik...
ve inanılmaz ama uçağa bindik...
En arkada oturduğumuz koltukta ellerimin titremesinin tamamen bitmesi için bir büyü rakı içmem gerektiğini maalesef hostese anlatamadım... ))
Bütün bu motor seyahati boyunca arkamda oturan Kaan, sanıyorum uzunca bir süre motorsiklete binmez...
Uçaktan inince arabasıyla bizi İzmir Havalimanından karşılamaya gelen Nurettin İşletici Ağabey'i üçümüz de neredeyse 40 yıllık dostmuşuz gibi kucakladık, sarmaş dolaş olduk.
Ancak hikayeyi anlatınca hak verdi...

Alengirli başlayan bu tarz seyahatlerim hep olmuştur...
Seyahatin geri kalan kısmının gerçek bir tatil gibi geçmesi için, bu duygudan mümkün olduğunca hızlı kurtulmanın gerekliliğine hep inanmışımdır.
Bu yüzden, Güzelbahçe civarındaki balıkçılardan birisine giderek, harika bir balık-rakı organizasyonu yaptık. Nurettin Ağabey'e ve eski dostu Gürkan Kardeş'e buradan teşekkürler.

Alışverişi de tamamladıktan sonra, tekneye gittik yattık uyuduk.