8 Ocak 2011 Cumartesi

Dragos-Bakırköy

Sağolsun Nazım Usta, bizim gaz kolu göbeğini iki günde bitirdi. Sık sık soruyorlar bana neden yenisini almıyorsun diye? Bu sistem içinde çalışan bir dişli grubunun buunduğu aluminyum bir kapalı sistem. Usta-daha önce diğer Lotus'ta da yapmıştı-aluminyum gövdeyi kesip ayırıyor, içini tamir edip bu sefer vidayla kapatıyor. Tekrar bozulsa bile açması çok kolay...
Aleti temin edince, haftasonu işlerini yola koyduk ve ver elini Lotus.
Ömer ve Kadir (Kurtbayram) misafirlerimiz. Erol Ağabey ciddi rahatsız, hava da soğuk. Bir doktor olarak evde istirahat etmesini ve kesinlikle çıkmamasını önerdim, "aklı bizde kalacakmış" ama ne yapalım bu sefer böyle.
Eyüp Ağabey'ler de uğradılar ama onlarda hem vakit hem de araba sıkıntısı var, belki akşama buluşacağız.


Aleti monte ettik, çalışıyor ama ters bağlamışız! Neyse şimdi uğraşamayacağım deyip günü kaçırmamak adına avara olduk.
Kuruçeşme'nin çıkışı hep bir alengirli tabi ama ekip iyi olunca sorun olmadı. Boğaz'da sert lodos var. Acaba çıkışta nasıl diye sorduk, Dragos grubu palpa liman olduğunu söylediler.
Henüz nereye gideceğimize karar vermiş değiliz.
Dragos'ta sağolsun, Serhat sabahtan ciğer yapmış. "Biz hala buralardayız,
bekleriz sizi" deyince rotayı Doğu'ya kırdık. Motor rodajda, 2000 devri geçmiyoruz. Onun için varmamız 9'u buldu.
O soğukta ciğerler pişmeye hazır bizi beklemişler. Heykeli dikilecek adam şu Serhat! Bir söz verdi mi bil ki olur...
Gece 23.00'e kadar tatlı sohbeti bir türlü kesemedik. Hoş bize kalsa sabaha kadar dururduk zaten ama, çocukların işleri-güçleri var. Biz de o zaman palamar çözüp Bakırköy tarafına geçelim dedik.
Ömer yattı uyudu. Kadir dümende, ben de dolanıyorum kedi gibi.
Aylar sonra ilk defa çıkartmışız kızı yerinden, tekneyi derleyip topluyorum. Her yer dağılmış vaziyette tabi, ama kısa sürede pırıl pırıl olacak eminim.
Sis basması ihtimaline karşılık dümdüz bir rotada Bakırköy'ü tutmadık, sahile yakın geçtik. Ahırkapı açıklarında demirdeki teknelerin aralarından sıyrılarak bizi karşılamaya çıkmış Müfit (Çıkrıkçıoğlu) ve Alper ile buluştuk. Saat gecenin 1'i!
Bu adamlar ne zaman uyur? Ne zaman kalkar?
Rahat bir manevrayla bizi pontonun ucuna iliştirdiler. Ömer'in de uyanıp bize katılmasıyla gecenin ilerleyen saatlerine kadar sohbetin dibini bulduk.