22 Ağustos 2010 Pazar

Xerocampos-Vathi

Herhangi bir coğrafyada uzun süredir yelken yapılıyorsa eğer, ister istemez bazı favori yerler ve mekanlar oluşuyor, ve keza "istenmeyen" koylar ve limanlar...
Hem Xerocampos (Leros) hem Vathi (Kalymnos) kesinlikle bizim "favori" mekanlarımız.
Doğrusu bu tarz bir yerin teknedekileri ve sahiplerini nasıl ve niye etkilediğini çözebilmiş değiliz, ama belki de bunun çok da önemi yok!
Ömer ve Firuz seyehatlerini birgün daha uzatınca, Vathi ve Kalymnos güzel bir alternatif olarak karşımıza çıktı, hemen değerlendirdik.
Güzel bir Xerocampos sabahına uyanıp, herkesi bağlı bulunduğu tonozda sağ salim görünce sevindik, gece sert esmesine rağmen aksilik çıkmamış...
Mütevazi bir kahvaltı ve sonrasında direğe çıkma aksiyonunu takiben hem bir önceki gece için teşekkür etmek adına hem de ayrılmadan görüp vedalaşmak için Hayk'ı aramaya koyulduk ancak ulaşamadık...
Haldun'lar hala ciddi bir "kebap" halet-i ruhiyesi içindeler. Peşimizden geleceklerini söylediler ama ben pek inanmıyorum...
Arkadan gelen rüzgarla, güzel bir seyirle, Baluna ile beraber iki tekne güneye doğru yelken açtık.
Vathi'nin hemen kuzeyinde, Almeires diye bilinen, ıssız koylardan birisine kıçtan kara olduk. Güzel bir deniz sefası ve iri çakıllı kumsalda Ömer Deniz'in "hafriyat" tutkusunu biraz olsun giderdikten sonra, demir alıp asıl destinasyonumuza yollandık.
Vathi yine kalabalıktı. Sağımızda iri bir katamaran ile Alman bandıralı bir 45 liğin arasında demir atacak tek bir yere, kıçtankara bağlandık.
Hem sağımız hem de solumuzdaki ekiptekiler, anlamsız şekilde, yardımcı olmama hukuklarını kullanmayı tercih ettiler. Bir şekilde hallettik, sorun olmadı...
Baluna da bizim iki yanımıza, nispeten daha kolay şekilde girdi. Rahatız...
Kızlar deniz sefasına, erkekler bira keyfine daldılar.
Köyde kısa bir yürüyüşten sonra, tekneleri yukardan gören terasıyla köşedeki tavernaya kurulduk. Yoğurtlu etli "dolmades" ler ve ahtapot ızgara gayet başarılı idi...
Yattık uyuduk.