7 Eylül 2008 Pazar

Bir orkinos hikayesi

Nalan neredeyse 5 aylık hamile, yazın son günlerinden faydalanalım istiyoruz. Dostlar Karacasöğüt'te, Lotus Bodrum'da. Bütün yazı Yunan Adalarında geçirdiğimiz için olsa gerek Karacasöğüt daha da bir gözümüzde tütüyor... Tuncer ağabeyler ve İzmir'den dostlarımız Evren ve arkadaşı Eda da çok istedi, belki bu yaz son bir sefer için planları yaptık. Uçak yine gecenin köründe...
Biz yine el ayak çekildikten sonra marinadayız...
Mevsim çok hoş, geceleri biraz serin ama gündüz harika. Balık için çok uygun sulardayız, takımları düzelttim çıkrık makinada bir problem vardı, kaloma kolu çalışmıyordu, onu tamir ettim, takımı ve düğümleri elden geçirdim.
Teknik anlatmak gerekirse en uçta Williamson Diamond Jet Feather-kırmızı renkli, kalamar yapay yem, kendinden iğneli-, önünde 4 iğneli, hepsi yeşil-fosforlu sırtı düzeneği, ilk fırdöndü-karbon, siyah, bilyeli-, arada 0,70 fluorocarbon misina 7 kulaç, üzeine 3 tane 200 gm kıstırmaç kurşun dizilmiş çelik tel, hem önünde hem arkasında iki fırdöndü, sonrasında ana beden 0,45 örgü-dynema 350 metre. Makine banax 50 çıkrık, kamış 210 orta sertlikte Shakespeare.
Hava durumu 5 kuvvetinde NW veriyor, geniş apaz pupa hızlı gideceğiz anlaşılan. Suya çok dalmayan Jet Fly kalamarı kullanmayı düşünüyorum. O mevsimde Lambuka da olsa, Orkinos da olsa ikisi de bayılır. Aslında taze kalamar bulabilsem ve uçlarına bağlayabilsem biraz harika olur ama Bodrum da o mevsimde bulmak hayal...
Ertesi gün 40 millik bir geçişimiz var, Turgutreis'ten çıkıp, Gökova'yı geçip direkt Karacasöğüt'e gideceğiz. Lotus'un pek bir eksiği yok, sabah yalnız yelkeni tamire bırakmıştık onu alacağız ve donatacağız.
Yine aynı şey oldu ve erken çıkamadık haliyle...
Kısa bir denize girme molası ve yola koyulmamız öğleni buldu. Tahmin edildiği gibi rüzgar sancak kıç omuzluğumuzdan geliyor, keyfimiz yerinde, Haldun balon açalım dedi. Açtık. Lotus yine uçuyor dalgaların üzerinden, O'nun da keyfi yerinde... Bir ara Nalan uykudan kalkıp dışarı çıktı, güneş rahatsız ediyor çok. Lotus'da bimini yok maalesef. Geniş apaz seyirlerde, kıç ıstralyaya tespit etttiğim bir halatı, öne kadar uzatıp direğe bağlıyorum. Bumba iyice solda olduğunda, bu halatın üzerine geçirrdiğimiz günlük kullanma tentesini örtebiliyoruz. Tek kötü tarafı istenmeyen bir kavança yenirse, vardavela telerine tutulmuş lastikleri koparır muhtemel, yoksa vardavelaları söker herhalde ya da kıç ıstralya! düşünmek bile istemiyorum. Bumbaya bir güvenlik tertibatı, içeri girdik oturduk. Yemekler çıktı hem koşturuyoruz, hem yiyoruz, içiyoruz, zaten kokpit dağılmış vaziyette....
Vızzzzzzzzzzzzzzzz!
O malum ses...
Hay balık gelecek zamanı mı buldun?
Kısa bir süre birbirimize baktık???
Benim için çok şeyler söylemişlerdir şimdiye kadar ama "üşengeç" dememişlerdir hiç ))
Hemen rüzgar üstüne dön, balon indir... Düşündüğümüz kadar kolay olmadı, meğer rüzgarüstü ıskota makarası parçalanmış, farkında değiliz, başüstünde indrene kadar canım çıktı. Çok vakit kaybettik, umuyorum kaçmamıştır, oltayı elime aldığımda, ağırlığı hisettim. ))) İyi haber!! "Bu akşam aç değiliz çocuklar, ama yarın deniz çekilirse ne olur bilemem"
Bayağı uğraştık, 1 saat kadar sürdü. Bir albakor muhtemel, (bu bilgiyi tabii dönünce internetten araştırarak öğrendik) atuna.com'da iyi detaylı bilgiler ve baliksevdasi.com forumunda bilgili ve tecrübeli dostlar bulmak mümkün... Eti çok hoş, oldukça yağlı. Hemen Karacasöğüt'e telefon, mangalı hazırlayın geliyoruz. Önce ihtimal vermemişler. Ama bereketi görünce herkes çok sevindi. Teknede yapılacak gibi değil, restauranta götürdük. O büyüklükte orkinosu hazırlamak ve kesmek tam bir sanat. Takdir edersiniz ki Japonlar bu işte çok ileri... Oldukça sert bir derisi ve çok yumuşak eti vardı. Aşağıda internetten bulduğum linkler var http://ktunnel.com/index.php/1010110...9a2f8500f16730 sashimi tuna diye youtube a yazınca çıkıyor. Lop eti çıkarttıktan sonra, çok harlı kömür ateşinde, kalın biftek gibi kesip, az pişirerek yemek ideal. Bayağı bir paylaştık, yarısını lokantaya bıraktık, geri kalanını ertesi gün fırında sebzeli yaptık, az bir kızmını da limon ve tuzla çiğ balık. 3 gün 8 kişiyi doyurdu...
Denizin bereketi işte ne zaman geleceği belli olmaz...
şükran sana Poseidon!