2 Ekim 2010 Cumartesi

Marathi-Karaburun

Gecenin zifiri karanlığında, herhangi bir tonozla-halatla halvet olmadan koydan çıktık. Arkhi-Marathi arasındaki boğazdan kuzeye doğru yükseldik. Nalan'ın ilettiği raporlar bu gece rüzgarın şiddetlenmeyeceği ancak bir sonraki gece itibarıyla tüm Ege'de fırtına şiddetinde rüzgar beklendiğini söylüyor. Vaktimiz var, Samos'u sancakta bırakıp Fourni kanalından yukarı çıkacağız
Açık denize çıkınca dalgalar büyümeye başladı ancak motor zorlanmıyor, camadanlı bir anayelken ile stabil bir şekilde rotayı tuttuğumuzu görünce saat 03.00 gibi nöbeti devredip yattım.
Saat 06.00 civarında kalktığımda güneş henüz ışıklarını göstermemişti, Ikaria boğazını biraz geçmiş, açıkdenizde Çeşme'ye doğru yükseliyorduk.
Buralar balık için bereketli sular, hava karanlık olmasına rağmen, her iki oltayı da iki taraftan sallandırdım. Açık deniz için hazırlanmış ağır takımlar bunlar, zaten bu civarda ufak balık gelme olasılığı da sıfır...
Tekrar yattım uyudum...
Saat 09.00 gibi, Kaan'ın bağrışıyla yerimden fırladım. Malum ses! Ekip tecrübeli. Güverteye çıktığımda, oltada hala vızıltı var, kimse dokunmamış, motor boşta, tekne iyice yavaşlamış...
Yüzme platformuna oturup, kamışı elime aldım, kemer takıldı, hazırlıklar yapıldı, kakıç-kepçe falan hepsi hazır. Hissedebildiğim kadarıyla 10 kilo civarı bir orkinos bu! Lambukalar için hem kuzeydeyiz hem de bu hayvanın hareketleri daha hantal ve ağır. Arada yol istiyor, kaloma veriyorum.
Yaklaşık 20 dk kadar sürdü, toparlayıp, görünecek hale getirmemiz. Güzel bir orkinosumuz var. Bot bir önceki gece başüstüne alındığı için balığı yüzme platformunun basamağından alacağız. Biraz alengirli bir iş, dur bakalım! Uzun kakıç Ömer'de... Punduna getirip alıyoruz içeri.



Videosu ekte: http://vimeo.com/15766951

Çok güzel bir hayvan, ama teknede bizim pişirmemiz mümkün değil, yazık ederiz. Hemen Ahmet (Semiz) Ağabey'i aradım, durumu anlattım. Ne zaman Çeşme'de olursunuz diye sordu. Kabaca saati hesaplayıp söyledik. Sağolsun hem babası hem de uzun zamandır tanışmak istediğimiz ama bir türlü fırsatını buılamadığımız Celal Üstünbaş ile buluşmuş, bizi karşılamaya Çeşme Marina'ya gelmişler.
Yanaşırken koltuğumuzu bile aldılar, sert rüzgar ile beraber geç davranınca biraz zor oldu manevra! Rezil olduk hafiften )))Ama kibarlıklarından çaktırmadılar pek...
Neyse karşılıklı hediyeler, iltifatlar, bu güzel insanları Lotus'da ağırlamak hepimizi memnun etti. Bu Gezgin Korsan oluşumuna hayranım!



Eksiklerimizi tamamladık, su ve mazotumuzu aldık, yola devam edeceğiz.
Çeşme kanalında, karşıdan gelen rüzgarla yükseldik. Rota Karaburun. Gece olmadan akşam yemeği için uygun bir yer arıyoruz. Bu balık için en ideal yerin Karaburun'da İsmet'in Yeri olduğunu öğrendik.
Boğazın çıkışında rüzgar hemen tamamen kaldı. Hafif havada balon bastık. Karaburun'a geldiğimizde hava çoktan kararmıştı. Karanlıkta bizim tekneyi mendirekten içeri sokmaya cesaret edemedim, açıkta demirledik. Botu indirip, motorunu taktık.
Balığı alıp pazarlık için biz önden gittik. Diğerleri hemen sonrasında geldi. Güzel bir masaya birkaç parça meze ve rakı eşliğinde oturduk. Servis gayet iyi, ortam da...
Ocağın başındaki kişi-adını bir türlü öğrenemedik- masamıza kadar gelip tebrik etti. restaurantın sahibiymiş. Balığı pişirme tekniklerinden falan biraz konuştuk, harika bir ziyafet çektik.
Gece rüzgar sertleyecek ama Ayvalık'a kadar yükselmeyi düşünüyoruz. Bakalım gece nelere gebe?