6 Ağustos 2004 Cuma

Gökçeada-Bozcaada


Akşam hava poyraza döndü, serinledi.
Rüzgar muhtemel bulunduğumuz koyun formundan dolayı, yandan geliyor.
Demire daha da çok yük biniyor, bütün gece husursuz uyudum, ya tararsa diye...
Sorun olmadı...
Sabah kahvaltı teknede, sahilde zaten hiçbişey yok. Küçük bir kumsal, yeşil çayırlar.
Demir aldık, kalktık. Rota 120-150 Bozcaada.
Bugün gece karayoluyla, adaya Tamer, Selin, Ercan ve Nilüfer geliyorlar. Orada buluşacağız.
Bu onlarla ilk defa Ada'da yapacağımız "tekneli" seyahat. Herkes çok heyecanlı.

3-4 kuvvetinde apaz rüzgarla yelkenler doldu, aşağıya doğru keyifle gidiyoruz.
Yolculuğumuza neşeli yunuslar eşlik ediyor.
Trol tekneleri ise av peşinde...

Mavriye yaklaşırken, Boğazın çıkışında balon basıyoruz. Uzun süürüyor ama bastığımıza değmeden 1 saate kadar hava kalınca indiriyoruz...

Motorla tehlikeli kayalıkların arasından geçerek, Bozcaada'nın kuzeyinde Çayır mevkiinde funda demir. Etraf kayalıklar iyi işaretlenmemiş. Bilmeden girmemek lazım...
Allahtan hava sıfır.
Nitekim burada yaptığım dalışlardan biliyorum, tarih boyunca birçok gemiye mezar olmuş. Altımız anfora tarlaları ile dolu.

Bir tane büyükçe bir pina çıkarttık, uzun tartışmalar ve Ercan'ın da telefonla katılmasıyla pişirilemeyeceğine kanaat getirdik. Eğer O bir deniz ürününüden bişey pişmez dediyse, ekipte üstüne konuşacak kimse yok. Mecbur atıyoruz suya...

Liman mendireğindeki sabit fener, bir önceki sene kış fırtınasında yıkılmış. Yerine yüzen şamandırada geçici bir fener koymuşlar, yeşil konstrüksiyon.

Liman içine girince çok batıya demirlememek lazım. Rıhtımın iç tarafında çay bahçelerinde gece geç saate kadar müzik sesi devam ediyor ve rahatsız ediyor.
Genelde liman içinde kıçtan kara yapılıyor, 2-3 metreye demir atıp iyice sererek rıhtıma yaklaşmak lazım. Demirde boşluk olmaması, zincirin iyice serilimiş olmasına dikkat etmek lazım.
Yoksa feribot girerken oluşturduğu dalgalarla, teknenin kıçını beton rıhtıma çarpmak işten bile değil.

Limanda elektrik su var. Geceliği 25 milyon.
Akşam Koreli'de yemek. Ağustos'un ilk haftası dolayısıyla ada kalabalık, festival varmış. Kaleiçinde müzik dinliyor, Çamlık'da oyalanıyor misafirlerimizi bekliyoruz.

Geceyarısı geliyorlar.
Burada tekrar böylesine buluşmak ne keyifli...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder