Elimizdeki eşyalar ve dolduramadığımız mazot bidonları ile bota sığışamadık. Haliyle, iki tur yaptık. Diğerlerini beklerken ben bu arada tekneyi hazırlıyorum. Çocuklar uyudu bile.
Yaklaşık 40 millik yolumuz var. Başta motorla gideceğiz ama Ege Kanalının ortasına yaklaştıkça rüzgar artacak gibi duruyor, belki artık mazot yakmayı bırakıp yelkenle seyredebiliriz. Bakalım.
Diğer ekip de geldi, kıç omuzluktan alacağımız için çok fazla yatmayacak tekne.
Yine de bir grup alınanları yerleştiriyor, teknenin içini neta ediyor.
Biz Tamer ile sonradan attığımız ikinci çapayı almaya gittik. İki günde iyice saplanmış mendebur, botun içinde kuvvet alıp sökmek zor olabiliyor. Bir şekilde çözdük...
Tamer kıç koltuklarını almaya gitti. Ben demirdeyim. Hafif rüzgarda koydan çıkıp açıkdenize rotta tuttuk. Gece seyri kutlaması, yıldızlar ve meteor yağmuru, yelken seyrine geçiş, sabaha karşı sertleşen kuzeyli hava ile Linaria'ya giriş.
Adanın kuytusundan değil aıkdenizden girdik koya. Saat sabahın altısı...
Skiros'un meşhur mavi feribotu Akhileus rıhtımda.
Karşı kıyıda dip dibe sırlanmış 4-5 tane yelkenli tekne var. Aralarında bir adam el kol işaretleri yapıyor. Tonoz olduğunu anladık. Manevra edip kıçtankara yanaştık.
Liman görevlisi tek kelime ingilizce konuşmuyor, şimdilik uyumak haricinde hiçbir şeye ihtiyacımız yok. Yine de kısa bir karaya ayak basıp pastaneden birşeyler atıştırdık. Saat 8 gibi feribot kalkacak. Acele acele pastanaeden yolluk temin etmeye çalışan yolcuların arasına karıştık. Feribot her zamanki gibi tüm limanı selamlayarak avara olduğunda ben artık uyumuştum bile...
Liman görevlisinin geldiğini söylediklerinde uyanmış ama yatakta miskinlik yapıyordum. Kalktım. Sakis adlı çok sevecen, iyi niyetli her yere koşturan bir karakter. Uzun uzun bana limanın kolaylıklarını anlattı. Elektrik bedava. Keza jetonla çalışan bir çamaşırhane var. Duşlar gayet temiz ve güzel dekore edilmiş. Şimdiye kadar Yunanistan'da karşılaştığım en düzgün tuvalet ve duşu burada aldım diyebilirim. Gecelik üsret 18Euro gerçi ama bence değdi...
En son 7 sene önce gelmişiz Skiros'a. O zamana göre bayağı değişmiş ve gelişmiş denilebilir-pozitif anlamda-. Doğrusu benim hoşuma gitti. Hem duygu olarak hem de çevre ile uyumlu basit ama hoş estetiği yönden biz çok beğendik doğrusu...
Tüm tekne nevresim ve çarşafları yıkadık...
Tekneyi su tutarak yıkamamak gerektiğini kibarca belirttiği için o kısmına burada girişmedik. Bu arada hemen sancağımızda demirli Beneteau F45'in sahibesi, İngiltere kraliyet ailesinden tavırlar ve aksanla bizim botun motorunun bordalarına zarar vereceğinden dolayı endişelerini dile getirdiler. )))
Biz de gereğini yerine getirdik. Normalde botu, hele de makine üzerinde olduğu için hep arkamızdan çekiyoruz. Güvenlik açısından, iş gücü yönünden ve ağır makineyi kaldırmak zorunda olmadığımız için çok avantajlı ancak sanıyorum tek komplikasyonu bu... Limana girerken ve çıkarken birilerinin botla ilgilenmesi gerekiyor.
Çocuklarla benzin istasyonuna gidip mazot alıp alamayacağımız sorduk. Yeni açılmış bir Shell ama çok misafirperver davrandılar. Bidonla taşımayı göze almıştım ama yanaşarak daha kolay olacağını düşündük. Üzerinde kurumak için asılı çarşaflar ve nevresimlerle panayır yerine dönmüş Lotus'u bulunduğu yerden çıkartıp yanaştırdık.
Gündüz vakti hemen karşımızdaki tavernada bira patates yaptık. Linaria'nın kötü tarafı Chora'ya biraz uzak. En iyi yöntem araba kiralamak. Tesadüf yan masada yemek yiyen adamcağızın Rent a Car şirketi olduğunu öğreniyoruz. 35Euro günlüğü. Bir tane aldık.
Nalan çocukları hemen yakınımızdaki "küçük at" çiftliğine götürmek istiyor. Bu atlar sadece Skiros adasına özgü imiş. Neslini devam ettirmek için bir vakıf destekli çiftlik kurmuşlar. Çocuklar at binmeye bayıldılar. Biz de hemen yanındaki meşhur restaurant'ta birşeyler atıştırdık.
Kalamitsa Koyu'nda kısa bir deniz molası. Çok da cezbedici değil, sanırım günlerdir kimselerin uğramadığı şahane cennet köşelerde demirlediğimiz için bize pek de cazip gelmedi.
Chora ziyaretini öteleyip, vakitlice limana döndük. Tamer dalışta.
Akşam yemeği hemen köşedeki "böcekçi" de, kıç aynaya yeni bağlama limanı yazısı, akü sularını tamamlama, kordonboyundaki halka açık kütüphane ve yemek oyunları sonrası tatlı bir sohbet ile yattık uyuduk.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder