9 Ocak 2011 Pazar

Bakırköy-Kuruçeşme

Sabah erkenden kalktık. Kadir, Alper'in teknede yatmış zaten. Sahilden aldığımız 220V ile güzelce ısındık. Hiç sorunumuz olmadı...
Bakırköy Balıkçı Barınağı, yıllarca bu işe gönül vermiş kurt denizcilerin, hikayelerinin ve gönüllerinden kopan sıcaklığı ile, sabahın bu erken saatinde bile iyiyce ısınmış... Biz girdiğimizde hepsi selam verdi, "hoşgeldiniz" dediler. Bir yere denizden varmakla, karadan gelmek arasında sanırım bu fark var! Gerçek deniz adamlarının gözünde, hemen farklı bir açıdan değerlendirilmeyi sağlayan şey gelinen yolun uzunluğu ya da tehlikelrle dolu olması falan değil. Sadece deniz! Tüm bu algılamayı sağlayan şey, tek başına O!
Hava güzel, güya zemherilerdeyiz ama sıcacık güneş içimizi ısıtıyor. Alper erken kalkmış dostlarıyla balıkta.
Biz de güzel bir kahvaltı ve içmizi ısıtan çay ocağı sohbetini kısa tutup tekneye geçtik. Biraz tamirat ve öteberi ile uğraştıktan sonra, mazot almak ve vakitlice yolumuza koyulmak için erkenden avara olduk.
Ataköy'den mazot ikmalinin hemen akabinde, hafif esen Lodos'un katkısından yararlanmak için Boğaz'a doğru balon bastık.
Güverte temizliği tüm kışın kirini atmak için yeterli değil.
Alçalan güneşin, Ayasofya ve Sultanahmet üstünde oynadığı ışık oyunlarını seyrederek Boğaz'da kuzeye doğru yükseldik. Akşam olmadan demir yerimizdeyiz. Giriş düşünülenden kolay oldu.

8 Ocak 2011 Cumartesi

Dragos-Bakırköy

Sağolsun Nazım Usta, bizim gaz kolu göbeğini iki günde bitirdi. Sık sık soruyorlar bana neden yenisini almıyorsun diye? Bu sistem içinde çalışan bir dişli grubunun buunduğu aluminyum bir kapalı sistem. Usta-daha önce diğer Lotus'ta da yapmıştı-aluminyum gövdeyi kesip ayırıyor, içini tamir edip bu sefer vidayla kapatıyor. Tekrar bozulsa bile açması çok kolay...
Aleti temin edince, haftasonu işlerini yola koyduk ve ver elini Lotus.
Ömer ve Kadir (Kurtbayram) misafirlerimiz. Erol Ağabey ciddi rahatsız, hava da soğuk. Bir doktor olarak evde istirahat etmesini ve kesinlikle çıkmamasını önerdim, "aklı bizde kalacakmış" ama ne yapalım bu sefer böyle.
Eyüp Ağabey'ler de uğradılar ama onlarda hem vakit hem de araba sıkıntısı var, belki akşama buluşacağız.


Aleti monte ettik, çalışıyor ama ters bağlamışız! Neyse şimdi uğraşamayacağım deyip günü kaçırmamak adına avara olduk.
Kuruçeşme'nin çıkışı hep bir alengirli tabi ama ekip iyi olunca sorun olmadı. Boğaz'da sert lodos var. Acaba çıkışta nasıl diye sorduk, Dragos grubu palpa liman olduğunu söylediler.
Henüz nereye gideceğimize karar vermiş değiliz.
Dragos'ta sağolsun, Serhat sabahtan ciğer yapmış. "Biz hala buralardayız,
bekleriz sizi" deyince rotayı Doğu'ya kırdık. Motor rodajda, 2000 devri geçmiyoruz. Onun için varmamız 9'u buldu.
O soğukta ciğerler pişmeye hazır bizi beklemişler. Heykeli dikilecek adam şu Serhat! Bir söz verdi mi bil ki olur...
Gece 23.00'e kadar tatlı sohbeti bir türlü kesemedik. Hoş bize kalsa sabaha kadar dururduk zaten ama, çocukların işleri-güçleri var. Biz de o zaman palamar çözüp Bakırköy tarafına geçelim dedik.
Ömer yattı uyudu. Kadir dümende, ben de dolanıyorum kedi gibi.
Aylar sonra ilk defa çıkartmışız kızı yerinden, tekneyi derleyip topluyorum. Her yer dağılmış vaziyette tabi, ama kısa sürede pırıl pırıl olacak eminim.
Sis basması ihtimaline karşılık dümdüz bir rotada Bakırköy'ü tutmadık, sahile yakın geçtik. Ahırkapı açıklarında demirdeki teknelerin aralarından sıyrılarak bizi karşılamaya çıkmış Müfit (Çıkrıkçıoğlu) ve Alper ile buluştuk. Saat gecenin 1'i!
Bu adamlar ne zaman uyur? Ne zaman kalkar?
Rahat bir manevrayla bizi pontonun ucuna iliştirdiler. Ömer'in de uyanıp bize katılmasıyla gecenin ilerleyen saatlerine kadar sohbetin dibini bulduk.

6 Ocak 2011 Perşembe

Motor Tamiri VIII-Marş!

Elektrik de bittikten sonra artık motorda sadece ufak-tefek bişeyler kaldı. Egzost hortumunu, paslanmazdan yeni manifoldu yerine taktık, yağ devrelerini bağladık. Yağını suyunu ekledik. Mazotun havasını aldık.
Rıza Usta motorun başında, Erol Ağabey kokpitte kumandada..
"Bas bakalım" Bastık Harrrr!!!
İlk seferde çalıştı güzelim makine )))
Keyfim gıcır. Biraz ayarlarıyla oynadık.
Herşey yolunda gibi, su-yağ falan kaçırmıyor. Herşey temiz.
Gaz koluna geçtim, ileri vereceğim, çat etti bu sefer de gaz kolu göbeği sıyırdı. Gaz veriyorsun ama şanzımana geçmiyor lanet!
Hediyesi-ertesi gün öğrendik 350TL- söktüm aleti yerinden, Nazım Usta'ya atölyeye gidecek mecbur. Bu kadar para veremem, o kesin!
Ama hala gayr-ı menkulüz... Şimdilik!!

4 Ocak 2011 Salı

Motor Tamiri-VII: Elektrik

Motorun son dakikada çıkan eksiklerini beklerken, bir yandan da elektrik işine giriştik. Sağolsun Erol Ağabey ciddi bir tesisat planladı.
Motor elektriğine ait tüm kablolar değişti, pabuçlar sıkıldı, makaronlar-yan keskiler etrafta uçuşuyor ))

Motor kumanda panelini de değiştiriyoruz. Motordan o tarafa geçen kabloyu 16X2,5 olanı ile yeniledik. İki ucunda klemensler, röleler adapte edildi. Paneldeki stop butonu, ısıtma bujilerinin devresi, anahtar, göstergeler ve alarmlar pleksiden kesildi ve sisteme uyarlandı.
Ömer sağolsun gecenin bir vakti elinde dremel takımıyla çıktı geldi, tüm panonun şeklini alması sadece 1 saat sürdü. Bayılıyorum bu adamın yeteneğine...


Gece yarısına doğru Erol Ağabey, "artık tamam, paydos esiyoruz" dedi. Eleketrik tamam! Marşa basacağız, bakalım koca kız bir arıza daha çıkarmadan çalışacak mı?