29 Ağustos 2005 Pazartesi

BODRUM-MİKONOS-ALAÇATI/2005-IX

MİKONOS VE YOLA ÇIKIŞ
Sabah erkenden tekrar havaalanına gittik, her gidiş tek yön 10 Euro. Yine kimsenin nasıl çıkış işlemi yapacağından haberi yok. Sonuçta terminalin önündeki polis karakoluna gitmemiz gerektiği ortaya çıktı. Fakat bize gerekli memur öğleden sonra 4’te gelecekmiş. Mecburen geri döndük. 10:30 gibi mazotu tamamladık, 30 Euro. Şehri dolaşmaya gittik, hediyeler aldık, 15:45 te taksi durağında buluştuk ve hayatımızın en uzun süren taksi beklemesi başladı, tam bir buçuk saat!!! Saat 17:15 gibi havaalanına vardık ve bizim adam gitmişti… Neyse ki 18:00 gibi yeniden gelecekmiş, biz de terminale gidip orada oturup bekledik. 18:00 de adam geldi, işlemleri yaptı, hemen tekneye gittik. Hava çok sıkı ama bir an önce yola çıkmamız lazım ertesi gün saat 12:30 da İzmir’den uçağımız var. Tüm hazırlıkları yaptık, tekneyi neta ettik, çok sallanacağız, giyindik kuşandık, çok ıslanacağız. Burnu döndükten sonra Mikonos-Tilos boğazında tam kafadan yiyeceğiz firtınayı, tekne tutunabilecek mi bilemiyorum. Sonra’da yelken açınca 38O’yi Çeşme için tutturabilecek miyiz? Yola çıktık. Botu iyicene tekneye yapıştırdık. Sancak tarafına bağladım. Barınaktan çıkar çıkmaz havayı ve dalgayı yemeğe başladık. Bir süre sonra Pınar sırılsıklam oldu onu içeri yolladım. Herkes 0.5-1 civarı dramamin aldı. Burna doğru gidiyoruz. İyi sallanıyoruz ama esas zorluğu burun civarında boğazda göreceğiz. Burna geldik, hava azgın, 3-3.5 m dalga derinliği var, serpinti tekneye paralel geçiyor ve tam burundan alıyoruz. Bir ara Nazife kafayı uzatıp manzaraya baktı ve “geri mi dönsek?” dedi. Biraz sonra yelken açınca rahatlayacağımız söyledim. Herkes endişeli. Boğazı geçince, 1/3 yarım arası cenovayı bastım tekne boştayken 6.5 knot hız yapıyor. Hızlı gitmemiz lazım diye 1900-2000 devirde motoru bıraktım, 7.5 knot la 40OC yi tutturduk. İstikamet Çeşme, moralım çok yerine geldi. Sert havada güzel bir seyir yapıyoruz. Teknenin içinde ayakta durmak çok tehlikeli, yerler ıslak olduğu için çok kayıyor. 12 gibi nöbeti Mustafa’ya devrettim. 02 de bana geri verdi, 03 de Pınar’a devrettim, yolu daha yeni yarılayabilmişiz. Pınar beni 06.00 gibi Sakız burnunda uyandırdı. Türk karasularına çok yakınız. Boğazda Çeşmeyi tutturamıyoruz. Ancak 70o ile karşıya geçiyoruz. Türkiye’de yunuslar karşıladı bizi, kocaman bir sürü geldi, bir süre sonra karaya iyice yaklaşınca Yunan bayrağını gurcatadan indirdim. Artık Türkiye’deyiz ama Çeşme’ye vakitli varmamız imkansız. Sağolsun Maria hanim uçağımızı ertesi sabah 08:45 e aldı. Mustafa’lar zaten akşam gidiyor, onlara sorun yok. Acaba bir ara Alaçatı’ya mı gitsek diye düşündüm sonra yine de hedefe kilitlenip Çeşme’ye doğru rota tutmaya çalıştım.Sabah 08:00 gibi liningde vuruntu çok arttı, devri 1500 e düşürdüm ses kesildi ama 1500 devirle boğazı geçmemiz akşama kadar sürer. Alaçatı’ya çok yakınız. Alarm ötmeye başladı, fırladım motoru kapattım, açtım bir baktım ki sarj dinamosu düşmüş ve her yer siyah bir sıvı… Dinamoyu taktım bir şekilde, motoru bir çalıştırdım ki acayip yağ atıyor, hemen geri kapattım. Motor çalışmaz halde…