20 Mayıs 2015 Çarşamba

Nergis-Sakız Adası

Dün geceye kıyasla bu gece daha ılımandı. Sahilden 220V almamamıza rağmen üşümedik pek. Tabi tüm gece Webasto çalıştı durdu hep. Normalde Webasto pek de az çekmiyor, özellikle ilk çalıştırmada ama rüzgar gayet iyi şarj durumumuz fena değil.
Dün geceyi Atilla Ağabey'in tek demirinde borda bordaya geçirdik. Alargada kalınan bu gibi durumlarda ikinci bir demir atmak iyi bir fikir değil. İki teknenin zincirlerinin karışması çözülmesi bayağı berbat bir sorun.
Koyda bizden başka kimsecikler yok.
Sabah Tamer erkenden hazırlanıp dalmaya gitti. Botu alıp tek başına gitti. Cep telefonu yanında.
Herkes kalkınca kahvaltıya giriştik. Sucuklu yumurta, söğüş domates salatalık, bilumum reçel, sarelle ve çay ana menü. Yanında ufak tefekler...
Ben de teknede ufak tefek işlerle ilgileniyorum. Telefon sesiyle irkildim. Koya giren bir tekne var. Meğer Özdeniz'ler sabah erkenden kalkıp yol yapıp bizi Nergis'te yakalamışlar. Ne hoş süpriz. Yanyana bordaladık. Çocuklar buluşunca çok sevindiler.
Hemen dünden ertelediğimiz 23 Nisan bayram kutlaması ve çimariva düzeneğine geçtik. Flamalar uc uca eklendi ve tören kıtası eşliğinde direğe toka edildi.
Bu arada Tamer de döndü... Eli boş değil, porsiyonluk bir "deniz" çipurası ve boylu bir melanur bugünkü nevalemiz. ))
Burak kendi botuyla çocukları kumsala çıkarttı. Önceleri sırf erkek organizasyonu gibi düşünüldü. Ama Çağla kendini çok soyutlanmış hissedince "duygu sömüren" bakışlarına daha fazla direnemedim, ben de bizim botla onu götürdüm. Kumsal zift dolu. Çocukların ayakkabıları berbat.
Kumsalı büyük bir hayal kırıklığı olarak arkamızda bırakarak, ve ziftlere fazla bulaşmadan botla tekneye döndük. Benzinle temizlik faslı bayağı başarılı oldu gibi...
Çok da fazla oyalanmadan batıya, Sakız'a doğru yola çıkmak istiyoruz. Burak'lar da bizimle beraber gelip, akşamı Alaçatı Marina'da geçirmek istediklerini söylediler. Ne güzel... )))
Çağla teknesiyle şimdilik ayrılıp, Nergis'ten çıktık.
Balık çiftlikleri üst üste. Tehlikeli şamandıralarına fazla yaklaşmadan, çiftlikleri sancağımızda bırakıp açık denizden gelen meltemin de etkisiyle motor yelken batıya seyrediyoruz. Bir telefon...
-"Biz karar değiştirdik, sizinle Sakız'a gelebilir miyiz?"
-"Tabi gelebilirsiniz, çok iyi olur"
Sakız'da ana limana girmeyi düşünmüyoruz. Emborios çok güneyde ve akşam güneyli esecek, solugan rahat bırakmaz. Arada Kataraktis ve Ermioni var. İkincisi daha yakın ve korunaklı gibi duruyor. Oraya rota tuttuk. Boğazın içinde sert rüzgar ile uçarak limana vardık. Cep telefonum ekranı kırıldığı için Navionics'i kullanamıyorum. Diğer el GPS'i içindeki haritalar da nedense bu bölgede tam değil. Ne kadar uğraştıysam beceremedim. Kaba hesap bizi üzerine düşürdüğünü düşündüğüm mendireği, şeklen benzetemediğim için kısa bir kararsızlık sonrası giriş fenerini zar zor buldurduk.
Demirdeki sorun sebebiyle zorda kalmadıkça demir atmak istemiyorum pek. Uygun bir yer bulup bordaladık. Burak'lar da bizim üzerimize yanaştılar.
Etrafta pek kimseler yok gibi. Yunanistan'a hoşgeldin kokteyli 3 yıldızlı metaxa'dan. ))
Burak bir rent a car firması bularak merkezden iki adet arabanın getirtilmesini sağladı. Tanesi günlük 35 euro. Yarın akşam yine buradan vereceğiz. Bugün etrafta açık olan hiç bir yer yok...
Laghada'ya gitmeye karar verdik. 20 km kadar.
Bugün olduğunu düşündüğümüz kiliseler arası havai fişek savaşı iki hafta önceymiş meğerse... Paskalya dönemine denk geliyor. Bu sefer kaçırdık. Artık bir dahakine.
Şehrin içinden geçerek kuzeye doğru yollandık, iki araba. Laghada'ya karanlık bastıktan hemen sonra girdik. Henüz sezon başlamamış ama yine de 23 Nisan bayramı dolayısıyla olsa gerek çok miktarda türk turist var. Bir tanesine oturduk. Bence aralarında çok da fark yok.
İyi servis, iyi yemekler makul hesap 7 yetişkin 4 çocuk 135 Euro.
Kalamar tava, ahtapot izgara, bizim balıklar, kişi başı birer barbun, patlıcan-kabak tava, bir dolu uzo için bence mantıklı. Arabaya binip teknemize döndük. Yunan Adaları'nın iyi tarafı dönüşte çevirme yok.
Ertesi gün adayı dolaşacağız, yattık uyuduk