Sabah erken kalktık. Melih Ömür herkesten daha erken kalkmış, dolaşmış. Fırın
9:00 da açılıyor.
Tekneyi alargaya çıkartıp, yakalanmamak amacındayız. Motoru çalıştırıp, Melih ve
Selma Ömür‘ le fırına gittik. Mahir ağabeylerde hareket yok henüz . Dıştan takma
fena değil, bir lisanı var, kendi dilinden konuşulursa götürüp getiriyor. Ama ilk fırsatta iyi bir tamir yapmalıyım…
Geldiğimizde kıçtankara guletlerden birisi bize takılmamak
için manevra ediyordu. Çocuklar motoru çalıştıramamışlar. Zamanında geldik, sorun çözüldü.
Sonrasında demir alıp , Patmos'un güneyine yollandık. Baluna da
bizimle . Amorgos'a gelmeyi onlar da çok istiyorlar, ama hala kararsızlar.
Eyüp Ağabeyler, Mikonos ‘tan Pazartesi çıkacaklar. Tunç ve Mustafa Özdemirler
ise cumartesinden beri Amorgos talar,
bizi bekliyorlar. Belki Hakkı ağabeyler de Nerissa ile yakalayacaklar grubu.
Güneydeki koyda, kendimize iyi bir yer bulup kıçtankara
olduk. Deniz güzel, hemen yanımızdaki
koyda St Paul ‘un mağarasını andıran taş çalışmalar var. Merdivenler falan yapılmış denizin ortasında bir kayaya. Nedendir bilinmez?
Baluna'nın oto pilotu şimdilik olmuş gibi duruyor. Biz Lotus’un ırgatıyla uğraştık, zincir yüklenince zeminden kayıyor. İçine girdim alttan kalın pullar, yaylı rondela ve teflon somunlar le sıktım. Loctite ile sabitledim, somunları. Fena olmadı bakalım.
Akşamüstü Mahir ağabeyden içki takviyesi, hepimiz bir dünya kafa olduk.
Sonrasında karşı koyda gözümüze kestirdiğimiz yerleşime
gittik, kıçtankara olduk. Baluna alargada kaldı. Tam önümüzde bir ateş var.
Yanında eski bir taverna, orayı tercih ettik. Yiyecekler fena değil gibi. Geceyarısı
çıkıp, yol yapıp Ege kanalını geçip Amorgos'a varma planımız var, bakalım. Ben saat 10 gibi artık
dayanamadım, Ömer Deniz'le beraber
yattım , uyudum.
Melih ağabeyin uyandırmasıyla kalktım. Motor çalıştırıp
çıktık. Baluna'dan ses yok. Yanına yanaşınca kalktılar. Bu şekilde, otopilot bozukken gelmek ve kalmak arasında kararsız. Uzun
konuşmalar ve fikir vermeler sonucunda gelmeye karar verdi. Bu gece onlar için uzun ve zor olacak.
Adanın güneyinden çıkacağız, burnu dönünce, tahmin ettiğimiz gibi denizler kafadan gelmeye başladı. Önce motor ve yelken. Sonra sırf yelken, hatta camadan la küçülterek seyre devam ettik. Baluna hemen arkamızda, biraz uzaktan takip ediyor. Portakal gibi bir ay ışığında, Melih
Ömür tüm gece dümen tuttu !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder