17 Haziran 2018 Pazar

Bozcaada

Sabah dümdüz bir denize uyandık.
Dünkü fırtına bulutlarından eser yok, gökyüzü masmavi. Sonunda Ege'nin normal çehresini hissedeceğiz umarım...
Çay suyunu koyup, kokpite çıktım. Etraf sakin.
Kumsalda dün gece geç saate kadar bağıra çağıra sohbet eden ekip olsa gerek, iki tane çadır bir tane karavan var. Ortalık sessiz.
Lodos sebebiyle yukarı kaçan ticari gemiler, yattıkları rutin demir yerlerine geri dönmüşler.
Bir tanesi bayağı içeri kadar girmiş hatta...
Çay demlenince bir sigara yaktım.
Teknede yapılacaklar listesinde bugün vardavela ayağı tamiri ve heçlerin fitilleri var.
Kahvaltı hazırlanana kadar, çocuklar da yardım etti, iskele vardavela ayağını söktüm. İçerden tavan kaplamasını indirdim. Güverte tarafına sika ile sızdırmazlık sağladık. Öndekine ulaşmak çok kolay oldu. Ancak arka taraf tam bir baş belası. Rıza Usta'nın birkaç sene önce yerleştirdiği Webasto yüzünden kıçtaki ayağa aşağıdan ulaşmak için pigme olmak lazım...
Bir şekilde uzandığımda, teknenin bu en ulaşılmaz kuytu köşesinde, benden önce buraya gelmiş bir önceki sahibin fransızca yazdığı yazıyla karşılaştım! "Ne pas comfortable" )))
Bir şekilde onu da becerdik. Ter içinde kaldığım için hemen denize....
Kahvaltıdan önce iyi geldi.
Tamer sahilden arayıp, nereye gideceğimizi sordu.
Çok uzaklaşmadan Batı Feneri'ne doğru gitmeye karar verdik. Kuzey'in kulağı iyileşmiş. Bugün O da dalmak istiyor. Sanırım çok sorun çıkmaz.
Bot ile onları iskeleden almaya gittim. Ömer Deniz her zamanki gibi kumandayı kimseye bırakmadı.
Demir alıp, Habbele'den çıktık.
Rota Batı Feneri. Uzun yıllar boyunca Feneri'in hemen dibinde karaya oturmuş bir batık vardı. Çok düşündüm bir gemi bir deniz fenerinin dibinde neden karaya oturur diye. Mutlaka bir açıklaması vardır ama gerçeğin gerçekte ne olduğunu kaç kişi biliyor ki zaten?
Batı Feneri, latin kökenlli lisanlarda Ponente diye biliniyor. Aslında Levanto veya Lepanto yani doğunun zıt anlamlısı. Levent ve levanten kelimesinin türediği, doğulu veya doğuluların karşılığı...
Bozcaada'nın güneyinde çok değişik sığlık ve kayalıklar mevcut. Bu sularda senelerce dalmış olmanın getirdiği güvene rağmen, kontrollü bir şekilde kıyıya yanaştık ve demirledik.
Su güzel, çok soğuk değil. Herkes daldı veya yüzdü. Ömer Deniz maskeyi bir türlü kullanamadı ve beğenmedi, bu seferlik.
Vakitlice demir alıp Habbele'ye geri döndük. Bu sefer daha içeri demir attık. Bu gece bizim Bozcaada'daki son gecemiz. Nejat'lar da geç saatte çıkıp otobüse yetişecekler.
Dünkü balıkların kısmeti bugüneymiş. Özellikle büyük olan eşkina çok iyiydi.
Arabayla Nejat'ları merkeze bıraktık, mazot bidonlarını doldurduk ve tekneye döndük.
Yarınki yolumuz uzun, yattık uyuduk.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder