19 Mayıs 2016 Perşembe

Kuzeye Tırmanış

Bir kış daha bitti.
Bu yıl Lotus, uzun zamandır gelmediği Gökova'ya geri döndü.
Sert ve soğuk kış günlerinde, sıcak dostlukların sımsıkı doldurduğu Okluk Koyu'ndaydık.
Fırsat buldukça gittik, seyir yaptık, söktük-taktık tamir ettik. Arada da birkaç eğitim yaptık...

Artık yola çıkma zamanı bu seneki plan Kuzey Ege.
İlk etap bizim. Tamer ve sevgili eşi Cansu bizimle, keza çocukları Kuzey de geliyor. Bu işe en çok bizim ufaklıklar sevindi. Teknede çocuk, çocukla çok eğleniyor...

19 Mayıs tatilini de fırsat bilerek, hep beraber arabaya doluşup Okluk'a yollandık.
Çocukların uykusu ve ama asıl İstanbul trafiği endişesiyle gece çıkmaya karar verdik. 4 şoför çok da zorlanmadık doğrusu. Çetibeli'nde Jandarma'nın hemen yanında kahvaltı molası için durduğumuzda saatler sabahın 7'siydi daha...

Turgut'un yeri Yücel Retaurant'a yanaştığımızda, bizi bekleyen kötü haberle sarsıldık. İskelenin en önemli kişiliği, Rıdvan Ağabey bir gün önce bir kaza ile elini ırgata kaptırmış. Ciddi yaralanmış. Bodrum'da Ortopedi'de ameliyata alınmış. Telefon trafiği sonrası iyi olduğunu öğrenince sevindik.

Şimdi tekne ile ilgilenme zamanı. Bir önceki seferden kalma bir angaryamız var,  sağolsun Ahmet Ağabey (Delice) yardımlarıyla attığımız tonoz halatı pervaneye dolanmış. Su soğuk, tüpe hamle ettim. İkinci süpriz! Tabi ki de boş... Halbuki daha 2 ay önce doldurmuştum.
Tamer suya girdi, apneist tecrübesiyle kurtarması sadece birkaç dakika sürdü.
Bu gibi durumlarda özellikle kalın halatları kesmektense, ters tarafa doğru döndürerek gevşetmek  daha kolay bizim tecrübemize göre.

Tekneyi serbestledikten sonra Lodosa attığımız ilk tonozu aldık. Yaklaşık 50 metre naylon halat, bir o kadar 10'luk zincir ve ucunda 35 kg'luk admiraltiyi almak uğraştırdı ama becerdik bir şekilde. Diğerini toplamadan önce iskelede bira patates molası. Eşyalar yüklendi, tekneye yerleştik fakat bu arada rüzgar da sertledi. Ama bir şekilde kalan tonoz düzeneğini de güverteye alıp, Okluk'a veda ettik.
Rota Ören. Bu akşam hem bir akrabamızın düğünü var Ören'de, hem de tüm dostlar diğer Lotus'un  kara parkı sebebiyle toplanmışlar, onlarla buluşup hasret gidereceğiz.
Hem de uzun zamandır marinaya girmeyen kayık da gün yüzü görür, biraz aklar paklarız diye düşünüyoruz.
Yola çıktıktan hemen sonra Körmen kayalıklarının altında kısa bir deniz molası verdik. Hava güzel, su soğuk. Biz çocuklarla botla sahile çıktık. Diğer herkes yüzdü. Asıl görev sahildeki plastik çöpleri, torbaya doldurup bota almak. Buu her seyahatte yapıyoruz, özellikle çocuklar varsa. Bence çevre bilincini geliştiren çok önemli bir uygulama...
Tamer'in dalışından akşamki istihkakı tedarik ettik, sağolsun. Vakitlice ayrılıp motor yelken kafadan gelen rüzgar ve denizle marinaya vardığımızda akşam 17.30'du. Marinanın tamiratı tam olmasa da yapılmış, geçen seneye kıyasla çok daha az sallanıyor gibi. Ama sadece bir gece kaldık. 19 Mayıs sebebiyle alay sancaklarımız donattık...
Akşamki yemek için hazırız. Yer deniz kıyısındaki Eftelya... Servis fena değil, mezeler iyi sayılır düzeydeydi. Hesap makul...

Arabayla tekneye dönüp yattık uyuduk.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder