Sabah kalktığımızda hava düşmüştü. Poseidon da zaten buna uygun bir tahminde bulunuyordu.
Bugün adalardaki son günümüz, Ömer ve Firuz'u Türkiye'ye geçireceğiz. Turhan Ağabeyler de uçaklarını ayarlamışlar, akşam Bodrum'dan uçuyorlar.
Biz Ömer'leri bırakmak amacıyla erken ayrılacağız Vathi'den, Turhan Ağabeyler Mahir Günşıray ile kalıyorlar. Hem yardım etmek amaçlı, hem de Mahir çıkışlarını ayarlamak için, tekneyle değil ama karadan Kalimnos Liman'a gitmek istiyor. Orayı görmek değişik olur diye düşünüyorlar. Onlarla "şimdilik" vedalaştık, halatlarımızı çözüp ayrıldık.
Yandan gelen güzel bir apaz rüzgar ile kısa sürede Türk tarafına geçtik, sancak gurcatadaki bayrak indi, Lotus forsuyla yer değiştirdi.
Rota Gümüşlük, koya girişte yandan gelen dalgalardan birisiyle, güvertede takılan ana yelken sarma sistemini açmak için uğraşırken elimi sıkıştırdım. Gümüşlük Sağlık Ocağı'nda üç dikiş diyeti varmış!
Halbuki kaç kez de dedik, eldivensiz hiçbir iş yapmamak lazım diye... Ama insanın basireti bağlanıyor.
Motoru braketinden indirip, alargadaki tekneden karaya çıktık. Ömer'leri geçirdikten sonra, çay bahçesine yayıldık. Ömer Deniz tekrar vatan toprağına çıkıtğını farketti mi nedir? Neşeyle koşturuyor, çay bahçesinde oturan herkesle cilveleşiyor.
Elimdeki hasarı onardıktan sonra, tekrar tekneye döndüm, birkaç meselesini halletim. Yağına suyuna baktım. Buzdolapçı ile konuştum ama bu sistemden hayır yok. Boruların değişmesi lazım. Sintine pompasını çalışır hale getirdim.
Tekrar sahile döndüm ama sıcak fena, kumsaldan denize girme olayından hemen vazgeçtik. Tekrar tekneye geldik.
Genel temizliğini yaptıktan ve denize girdikten sonra, Ömer uyudu. Mahir Günşıraylar ise tam bu sırada koya geldiler. Önceden hazır ettiğimiz "velkam kokteylleri" ile karşıladık onları. Sanki yıllardır görüşmeyen kadim dostlarmış gibi kucaklaştık...
Üstümüze demir atan bir koca katamaran sebebiyle biraz gerginlik yaşanmasına rağmen, neşemizi kaybetmedik. Balık tutma aksiyonu, bir önceki gece sofrada kalan ızgara ahtapot ve kalamar ile... Nalan güzel bir karagöz tuttu ama devamı gelmeyince, çorba malzemesini sahilden temin etme cihetine gittik.
Sofra yine kusursuzdu. Zeynep (Çatay) Yalıkavak'tan ziyaretimize geldi, tekneye ilk gelişi, çok beğendi...
Turhan Ağabey'leri ve Zeynep'i yolcu etmek için sahile çıkınca, Gümüşlük takıcılarını ziyaret ettik. Eşe dosta küçük hediyeler.
Yattık uyuduk...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder