2 Ağustos 2010 Pazartesi

Okluk-Karacasöğüt

02 Ağustos Pazartesi Lotustaki son günümüzdü.. Okluk koyundan 11:00 gibi avara olup, rüzgar bizi nereye götürürse oraya gitmek niyetiyle yelkenlerimizi fora ettik.

Kolayına rüzgarla Sedir adasının doğusundaki koya demirledik demirlemesine de çevredeki birçok günübirlik teknesinin cıstakları sebebiyle bir - iki Lotus çevresi yüzme ve (sevgili HakanZ korsanın tabiriyle) bir alümyon kutu likit içimi süresi sonrasında demirimizi alıp tekrar körfezin mavi sularına yelken bastık.

Yelkeni bastık basmasına da gitgide azalan rüzgar bizi tam olarak Akbük'e vardıramadıysa da karşı kıyıya yakın bir yerlere kadar getirdi. Bir tramola ile rotamızı, varış limanımız olan Karacasöğüt’e tutup ne kadar rüzgar, o kadar knot şeklinde bir aheste tavırla gezimizin son ayağının seyirine başladık. Ancak yolumuzun ortalarına doğru neredeyse tamamen duran hava sonucunda yine dizelus tanrısı yardımımıza koştu.

Koy girişinde hava tekrar esmeye başladı ise de biz motorla devam ettik. Koya girişte tam önümüzde yaklaşık 25 - 30 kadar yelken kulübü öğrencileri lazer ile eğitimde idiler.

Boş bulduğumuz bir aradan onlara çapariz vermeden rahat bir şekilde geçip iskeledeki yerimize, Ahmet korsan demirde, ben halatlarda ve Erol üstadın da kıvrak dümen manevraları ile koca Lotusu iki tekne arasındaki tek boş kalmış yere tabir-i caiz ise "zıpkın" gibi kıçtan kara yaparak bağladık.

Her ne kadar seyirimizi tamamlamış isek de Lotus keyfini o gece de vapurda kalarak devam ettirdik. Ertesi sabah bizi yarım saat mesafedeki Marmaris’e götürecek yegane minibüsün 07:30 da olduğunu öğrenip yerimizi ayırtarak son gecemizin kandilini de keyifle söndürebileceğimiz bir mekan bakınırken, çok geçmeden en güzel mekanın Lotus havuzluğu olduğu sonucuna vararak gereken nevaleleri temin edip derhal teknemize döndük ve sabah 06:30'a saatlerimizi ayarlayıp 01:30'a kadar komşu teknenin sorumlusunun da katılımıyla keyifli bir sohbetle son 70 liğimizi de neta ettik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder